Keşke azıcık dinleyebilseydin, ya da dinlediklerini hayata geçirebilseydin...
Bu fotoğrafın hikayesi...
Türk Dünyası Kültür başkenti etkinlikleri kapsamında Eskişehirspor'a para yardımı sağlamak amacıyla bir turnuva düzenleniyor. Turnuvada kendi kategorilerinde dereceye giren okul takımlarına hediye olarak Balkan ülkelerine bir tur düzenleneceği aktarılıyor.
Bitime bir hafta kala dereceye giren okullara Milli Eğitim Müdürlüğü aracılığıyla öğrencilere pasaport şartı sunuluyor.
Dönemin asgari ücretinin 4'te 1 fiyatına veliler sırf çocukların boynu bükülmesin diye Cuma gününe kadar pasaportlarını çıkartıyor.
Fakat trajedi bundan sonra başlıyor.
Pazartesi günü tüm bu öğrencilere seyahatin iptal edildiği ve ileri bir tarihte düzenleneceği söyleniyor.
Bizde gazetemizde ödül törenine denk gelen günde velilerim mağduriyetini tam sayfa işlemiştik. Ve yıkılan Atatürk Spor salonunda Eskişehirspor Başkanı Mesut Hoşcan 'Yapılan haberlere aldanmayınız biz kimseyi mağdur etmeyeceğiz' dedikten 1 saniye sonra salonunda büyük bir tepki patlıyor. Veliler bu duruma resmen isyan ediyor ve haberin doğru olduğunu resmen haykırıyordu.
Kalabalık bir grupla yanımıza yaklaşan Mesut Hoşcan yine kendine öz tavrı ile diğer meslektaşlarımın yanında başlıyor anlatmaya 'Biz Eskişehirspor kulübü yönetimi olarak verdiğimiz sözü tutarız. Bu haberi yaparken bizi de arasana. Yanlış yönlendiriliyorsunuz. Bize karşı bu ön yargınız nedir? İmajımızı zedelemekten başka bir şey yapmıyorsunuz' dedi.
Ben sayın başkana 'Başkanım bizim sizle hiçbir problemimiz olmaz. Siz Eskişehirspor'un başkanısınız ve bizler size her zaman saygı göstermek zorundayız. Fakat salondan çıkarken kalabalıktınız. Bizim yanımıza geldiğinizde yalnız kaldınız. Çünkü O'nlar hatanın ve yanlış işleyişin farkında. Aslında yanlış yönlendirilen sizsiniz. Ve şunu unutmayın bu kulüp kötüye gittiği müddetçe siz aynı şuan olduğu gibi yalnız kalacaksınız. Biz sizin kötülüğünü niye isteyelim. Bu Eskişehirspor'un kötü gitmesini beklemek olur' dedim. Ve meslektaşlarımda konunun içeriği ile ilgili beni doğruladı.
O gün tur sözünü veren Hoşcan sözünü tuttu tutmasına ama yine yanlış yönlendirildi. Çünkü gitmeye hak kazanan birçok çocuk yerine başkaları tura dahil edildi.
Anlayacağınız kraldan çok kralcılar iş başındaydı yine. Ve kulübün kanını emenler bu kişilerdi. Figüran dahi olamayacak adamların baş role soyunduğu Eskişehirspor'un geldiği noktayı açıklamaya gerek yok. Neden bu hikayeden örneği verdim. Parası dışarıdan sağlanan bir organizasyonun dahi sonunu doğru getirmedik. Bunu başaramayanların kulübü ligde kalmasını sağlaması zaten mucizeydi. Tam da bugüne denk gelen küme düşme ile karşı karşıya kaldık. Sistemsizliğin sistem olduğu Eskişehirspor'da bize kalan borç yığını...
Kaybettiklerimizi tekrar kazanmak istiyor muyuz? Önce bu soruyu soracağız kendimize... Ama 10 ama 20 yıl fark etmez. Eskişehirspor gibi kulüpler suyun yolunu bulduğu gibi yolunu bulacaktır. Ama öncelikli nereden başlayacağımızı bilip yol haritası belirlemeliyiz.